Gezi Notları | Gaziantep | Zeugma Mozaik Müzesi


Zeugma Antik Kenti, MÖ 300'de Büyük İskender tarafından ''Selevkia Euphrates'' adıyla kuruldu. Romalı Komutan Pompeius MÖ 64'de kendine yaptığı yardımlar karşılığında kenti 1. Antiachos'a verdi.

Kommagene Krallığı'nın 4 büyük şehrinden biri olan kent, MÖ 31'den itibaren tamamıyla Roma İmparatorluğuna bağlandı ve ''köprü'', ''geçit'' anlamına gelen ''Zeugma'' adını aldı.

Roma döneminde büyük bir zenginlik ve ihtişam yaşayan Zeugma, MS 256'da Sasani Kralı 1. Şapur tarafından ele geçirilerek yakılıp yıkıldı.

(http://www.muze.gov.tr/tr/muzeler/zeugma-mozaik-muzesi Erişim:15.06.2016)



ZEUGMA VE KRAL I. ANTİOKHOS YAZITI

Zeugma antik kentinde, Hellenistik Agora’nın kuzeyinde 2000 yılında yapılan kurtarma kazılarındaön yüzünde Kral I. Antiokhos Theos ile tanrı Apollon-Mithras-Helios’un el sıkışma (deksiosis) sahnesinde yer aldığı bazalttan bir stel ortaya çıkarılmıştır. 2000 yılında baraj gölü sularının çekilmesiyle aynı kutsal alana ait bir diğer stel bulunmuştur. Bu stel üzerinde ise Kommagane kralı I. Antiokhos, Herakles ile el sıkışır pozisyonda gösterilmiştir. Her iki stelin arkasında yer alan nomos (kanun) yazıtları, Antiokhos’un yönettiği topraklar üzerinde Yunanlı ve Persli tanrıları birleştirme politikaları için yazılmıştır. Yazıtlar kutsal alanlarda uyulması gereken kuralları anlatan bir kanun metni niteliği taşımaktadır.
Kral I. Antiokhos ile tanrı Herakles’in tokalaşmasının betimlendiği stelin arkasında kazınan yazıtta, Antiokhos şöyle seslenmektedir.

“…ve inanıyorum ki onlar tanrılara ait olduğu onuru bahşederek güzeli örnek alacaklar ve aynı şekilde benim için olması gerektiği gibi tanımlamalar ve süslü sözcükleri onların çiçekler açan yıllarının bilgeliğinde dile getirecekler. Böyle davrananlar için hem Pers Makedonya ülkelerinin pederşahi tanrılarına, hem de anavatan Kommagene’nin tanrılarına onlara saygılı davranışlarından ötürü bağışlayıcı olmalarından ötürü dua ediyorum. Ve her kim ki bu egemenliği gelecekte uzun zamanlar için elinde bulunduracaksa; o bu yasayı ve bizim saygılı davranışımızı sürdürerek tüm tanrı ve tanrıçaların bağışlayıcılığına, benim yakarışlarım sayesinde mazhar olacaktır. Tanrısal buyruklarla bu yazıtı benim dindarlığımın bir dışa vurumu olarak kutsal harflerle, kısık sesle tanrıların yüce anlam taşıyan buyruklarını vatandaşlarıma ve bu yazıtı okuyan yabancılara ilan ediyorum. Aynı şekilde insan doğasından nasibini almış olan ve sadece kabile ya da aşiret adlarıyla birbirlerinden ayrılan krallara, hükümdarlara, yabancılara ve kölelere bu taş; kısık sesle Zeus Oromasdes’in himayesiyle ve diğer tanrıların arzularıyla şunları iletmektedir.
Eğer biri, bu yasanın içeriği bağlamında, kör bir cehaletle, dinsiz bir şekilde kutsal olanları dikkate almayarak kutsanmış toprağa yanlış yola yönlenmiş ayağını basarsa, en kısa zamanda tanrıların ve kutsanmış tanrıların atalarının ortak evinden dönüp dini nitelikler taşımayan tanrısız bir yere kaçmalı orada kötülüklerden arındıran korku ile istem dışı işlenen günah lekesinden arınmalıdır. Eğer dinsizliğin etkisiyle gizlice ya da güç kullanarak tanrıların ülkesine girmeye yeltenirse, herhangi bir mutlu sona ulaşamayacak, çünkü burayı gözeten büyük bekçi tanrısal himayesini esirgemeyecektir.”



Dionysos Mozaiği

M.S. 2.-3. Yüzyıl | Okeanos Villası

Okeanos Villasına ait bir odanın taban mozaiğidir. Dionysos Büstü ve “Dionysos’un Ariadne ile Buluşması” olarak adlandırılan mozaik, kazılar sırasında Zeugma antik kentinden çıkarılan ilk eserlerden biridir. Mozaik, üç ayrı panodan oluşmaktadır. Kısmen tahribata uğramış bu eserin sol tarafında Tanrı Dionysos’un büstü yer almaktadır. Dionysos’un etrafında yer alaln siyah ve beyaz üçgenler ile sanal bir perspektif yaratılarak bakışlar figüre odaklanmıştır.

Mozaik panonun ortasında yer alan ve “Dionysos’un Ariadne ile Buluşması” olarak adlandırılan sahnede kahraman Teseus tarafından Naksos adaına terk edilen Minos kralı’nın kızı Aridne’nin Dionysos tarafından bulunarak onunla evlenmesi tasvir edilmiştir. Panoda bir ağaç altında Dionysos, Ariadne, Dionysos öğretisinde yer alaln Silen ile Çoban tanrısı Pan yer almaktadır.

En sağda yer alaln panoda ise çeşitli hayvan ve bitkilerden oluşan betimlemeler yer almaktadır. Bu üç farklı konuyu dalga ve örgü motiflerinin yer aldığı bir bordür birleştirir. Panoların büyük bölümü tahrip olmuştur.



Okeanos ve Tethys  Mozaiği                      

M.S. 2.-3. Yüzyıl | Okeanos Villası


Okeanos ve Tethys Mozaiği Okeanos Villası'nın sığ havuzunun tatban mozaiğidir. Erken Roma imparatorluk Dönemine ait olan bu mozaikte, hayatın kaynağı olan ırmak, tanrısı Okeanos ile eşi Tethys konu edilir. Geometrik üçlü örgü bordür ile çerçevelenmiş mozaikte ortada Okeanos ve eşi Tethys yer alır. Çevrelerinde ise denizin verimliliğine işaret eden çeşitli balık türleri ve yunuslara binmiş Eroslar görülür. Okeanos'un en sık tasvir edilen atribüleri, yani simgeleri yılan ve balıklardır.

Mozaikte Okeanos, başında yengeç kıskaçlarıyla görülür. Bu kıskaçlar, onun en beligin özelliklerinden
biridir. Karısı Tethys. Okeanos'un hemen yanında ve alnında kanatlarla temsil edilmiştir. Ortalarında, mitolojik bir deniz yaratığı olan yılan gövdeli, Ketos adı verilen ejder görülür. Bu iki ana figürün dışında mozaiğin sağ üst kısmında, bir kayanın üzerine oturmuş balık avlayan ve çobanların koruyucu tanrısı Pan olabileceği düşünülen genç bir erkek figüryer alır. Kenar figürleri olan Eroslar ve Pan'ın dışa dönük olarak resm edilmesi, havuzun çevresinde dolaşılacak şekilde olduğunu gösterir.

Mitolojide Okeanos'un okyanus olmayıp dünyayı saran ırmak olarak ifade edilmesi: güneşin sıcaklığıyla buharlaşarak yağmur olup doğaya hayat veren suyun doğa tarafından kullanıldıktan sonra ırmaklar kanalı ile tekrar denize kavuşması anlatılmaktadır. Bu döngü ile su, ne olduğunun ve ne işe yaradığının farkına varmaktadır.Bu olay mozaik panoda Okeonos'un Tethys ile birleşerek çeşitlenmesi ve doğurganlaşması olarak gösterilmiştir.


Akratos ve Euprosyne Mozaiği

M.S. 2.-3. Yüzyıl | Menad Villası

Akratos ve Euprosyne Mozaiği “Menad” Villası’nın bir odasına ait taban mozaiğidir. Gaziantep Müzesi'nin 1998 yılında yaptığı kurtarma kazısında çingene kızı olarak tanımlanan mozaiğin yan odasından çıkarılan bir mozaiktir.
Mozaik de adı “yönetici”-“aktarıcı” anlamlarına gelen Akratos ile “neşe ve sevinç veren” anlamına gelen Su perisi Euprosyne görülmektedir. Kompozisyonda Akratos’un ilahi kaynaktan alınan altın krater içindeki kutsal şarabı, bereket boynuzu ile Euprosyne’ye sunması tasvir edilmektedir. Sağ tarafta Euprosyne, bir ağacın altında uzanır vaziyetler resmedilmiştir. İçkinin verdiği rahatlık her iki figürün duruşlarında ve yüz ifadelerine sezilir. Kompozisyonu sol tarafında yer alan çan kraterin, figürlerine oranla büyük ve onların üzerine resmetmesi önem noktasını bu kutlamaya ve şaraba çekmekle birlikte kutsallığına da çağırışım yapmaktadır.